Ramazan ile ilgili hadisler

Posted by

İşte Ramazan ile ilgili hadis-i şerifler

İbni Ömer’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah şöyle buyurdu:
“İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekatı hakkıyla vermek, Allah’ın evi Kabeyi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhârî, Îmân 1, 2, Tefsîru sûre(2) 30; Müslim, Îmân 19-22)

Ebû Ümâme Sudayy İbni Aclân el-Bâhilî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre, Resûlullah’ı Veda hutbesinde şöyle buyururken dinledim demiştir:
“Allah’tan korkunuz. Beş vakit namazınızı kılınız. Ramazan orucunuzu tutunuz. Mallarınızın zekatını veriniz. Yöneticilerinize itaat ediniz! (Bu takdirde doğruca) Rabbinizin cennetine girersiniz.” (Tirmizî, Cum’a 80)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
Aziz ve celil olan Allah “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim” buyurmuştur.
Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’’a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir. Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır.” (Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163)

Sehl İbni Sa’d’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Cennette reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.” (Buhârî, Savm 4; Müslim, Sıyâm 166.)

Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allah Teala, bu bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (Buhârî, Cihâd 36; Müslim, Sıyâm 167-168.)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Îmân 28, Savm 6)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Hiçbiriniz, oruçlu olduğu gün çirkin söz söylemesin ve kimse ile çekişmesin. Eğer biri kendisine söver veya çatarsa, ‘ben oruçluyum desin’” (Buhârî, Savm 9)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Kim yalan konuşmayı ve yalan-dolanla iş yapmayı terk etmezse,Allah o kimsenin yemesini, içmesini bırakmasına kıymet vermez.” (Buhârî, Savm 8, Edeb 51)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz bir-iki gün öncesinden oruç tutarak Ramazanı karşılamaya kalkmasın. Ancak belli günlerde oruç tutmayı adet edinmiş olan kimse, o gün orucunu tutsun.” (Buhârî, Savm 5, 14; Müslim, Sıyâm 21)

Hz. Peygamber şöyle buyurmuşlardır:
“Nice oruç tutanlar vardır ki, orucundan kendisine kuru bir açlıktan başka bir şey kalmaz! Geceleri nice namaz (terâvih ve teheccüd) kılanlar vardır ki, namazlarından kendilerine kalan yalnız uykusuzluktur.” (İbn-i Mâce, Sıyâm, 21)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Ramazan hilalini görünce oruç tutunuz. Şevval hilalini görünce de oruca son veriniz. Ramazanın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, Şabanı otuza tamamlayınız.” (Buhârî, Savm 11)

Abdullah İbni Abbâs’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Nebi şöyle buyurdu:
“Ramazan ayında yapılan umre, tam bir hac sayılır, yahut da benimle birlikte yapılmış bir haccın yerini tutar.” (Buhârî, Umre 4)

Hadîs-i şerîfte buyrulur:
“Eğer kullar, Ramazanın faziletlerini bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederlerdi…” buyruluyor. (Heysemî, c. III, sf. 141)

Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır:
“Mümin öldüğü zaman, namazı baş ucunda, zekatı sağında, orucu solunda bulur.” (Bkz. Heysemî, III, 51) 

Resûlullah Efendimiz buyurmuşlardır:
“Oruç tutunuz ki, (madden ve manen) sıhhat bulasınız!” (Heysemî, 203 III, 179)

Allâh Resûlü bir gün:
“Oruç, oruçluya yakışmayan şeylerle zedelenmedikçe (tutan için) bir kalkandır.” buyurdu. Ashâb-ı Kirâm: “(Oruçlu) onu ne ile zedeler?” diye sorunca Resûl-i Ekrem: “Yalan ve gıybetle…” cevabını verdiler. (Nesâî; Sıyâm, 43)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
“Sizden biriniz unutarak bir şey yer veya içerse, orucunu tamamlasın. Çünkü onu Allah yedirmiş ve içirmiştir.” (Buhârî, Savm 26, Eymân 15)

Lakît İbni Sabire (r.a.) şöyle dedi:
Ben: – Ey Allah’ın Resûlü! Bana abdest almayı anlat! dedim. O da: – “Güzelce abdest al, parmak aralarına suyu ulaştır. Oruçlu olmadığın zaman suyu burnuna iyice çek!” buyurdu. (Ebû Dâvûd, Tahâret 56, Savm 27)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.” (Buhârî, Savm 5)

Ayşe (r.a.) şöyle dedi:
“Ramazan ayının son on günü gelince, Resûlullah geceleri ibadetle ihya eder, ailesini uyandırır, kulluğa soyunup paçaları sıvardı.” (Buhârî, Leyletü’l-kadr 5)

İbni Abbâs (r.a.) şöyle dedi:
Resûllullah insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da Ramazan’da Cebrail’in (a.s.), kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrail (a.s.), Ramazanın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah Cebrail (a.s.) ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgardan daha cömert davranırdı.” (Buhârî, Bedü’l-vahy 5, 6, Savm 7, Menâkıb 23, Bed’ul-halk 6, Fezâilü’l-Kur’ân 7, Edeb 39)

Ayşe (a.s.) şöyle dedi:
Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah geceleri ihya eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi. (Buhârî, Leyletül-kadr 5)

Ebû Hüreyre’den (r.a.) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle buyurdu:
“Büyük günahlardan kaçınılması halinde, beş vakit namaz, iki cuma ve iki Ramazan, aralarında (işlenecek küçük) günahlara kefarettir.” (Müslim, Tahâret 16)

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir